Pratikte felsefe, felsefi yöntemlerin ve içeriklerin gündelik hayata dair konularda kullanılması için, pratik felsefe atölyeleri ve bireysel felsefi danışmanlık seansları sunar.

Felsefi sorular, kendi düşünce biçimimize mesafe almamızı sağlar. Peki bunu neden yapmak isteyelim?

Çoğu zaman zihnimizden geçen düşünceleri, içimizde uyanan duyguları ve verdiğimiz tepkileri seçmeyiz. Düşünceler kendiliğinden gelir geçerler, duygular aniden uyanırlar ve çoğunlukla tepkilerimizi düşünmeden veririz. Zamanla, yaşadıklarımızdan ve öğrendiklerimizden belirli yargılara varırız. Bu yargılar doğrultusunda, kendimizi, başkalarını ve yaşadıklarımızı yargılarız. Yargılarımız dünyayı yorumlama şeklimizi yansıtırlar. Yorumlama şeklimiz ise duygularımızı besler ve davranışlarımızı belirler. Ama bizler bunların ne kadarının farkındayız ?

Kalıplaşmış inanç ve yargı biçimlerimizin bizi nasıl koşullandırdıklarını ve hayatımızı nasıl etkilediklerini fark etmeyebiliriz. Farkında olmadan içselleştirdiğimiz bu düşünceleri ve benimsediğimiz tepkileri sorgulamak kolay değildir. Eğer bir sıkıntımız yoksa, bu gerekli de olmayabilir.

Ancak kendi yargılarındaki yanlışları, bakış açısındaki eksikleri ve kör noktaları kabullenebilmek, onları gidermeye yönelik bir arzu uyandırır. Doğru varsaydığımız fikirleri gözden geçirmek bir ihtiyaç haline gelir.

Gündelik yaşantımızda, kendi düşünce ve davranışlarımızdan muzdarip olduğumuzda, üzerlerine düşünmeye ihtiyaç duyabiliriz. Ama, nereden başlayacağımızı ve nasıl yol alacağımızı bilemeyebiliriz.

Felsefe atölyeleri ve danışmanlık seansları, insanın, kendi  soru(n)larına, kendi çözümlerini geliştirebilmesi için yöntemler ve içerikler sunar. Her iki felsefi pratikte de, oluşturulan felsefi diyalog ortamı, herkesin kendi ritminde, kendine has bir biçimde, kendine ve başkalarına anlayış geliştirmesine alan açar

Düşüncelerimizi, davranışlarımızı ve duygularımızı fark etmeye, gözlemlemeye ve üzerlerinde konuşup düşünmeye başladığımız andan itibaren, artık onlara sadece maruz kalmayız; onların rehberliğinde kendimizi ve başkalarını daha bütünlüklü ve derinlikli tanımayı öğreniriz.

İnsanın kendisini tanıması bitmeyen bir yolculuktur, çünkü sürekli değişiriz ve yaşadıklarımızla yeni yönlerimizi keşfederiz. Çevremizdeki insanlar için de durum böyledir. Ancak değişimlere her zaman açık olamayabiliriz ve doğru yorumlamayabiliriz. Durum böyle olunca, değişime karşı çeşitli direnç biçimleri geliştiriz. Çünkü bilinmezlik bize korkutucu gelir ya da ön yargılarımız düşünmemizi engeller. Bu durum, artık bize uymayan alışkanlıklara, insanlara ve işlere bağımlı kılabilir. Farkında olmadan girdiğimiz kısır döngülerden çıkmak için, kendimize dışarıdan bakmaya ve farklı açılardan düşünmeye ihtiyaç duyarız. 

Felsefi uygulamalar, bu dirençleri ve korkuları kırmak için bize çeşitli anahtarlar sunar, farklı bakış açıları geliştirmemize yardımcı olur. Göremediğimiz ihtiyaçları görmemize, anlam veremediğimiz duyguları anlamaya, dile getiremediğimiz düşünceleri dillendirmemize yardımcı olur.

Pratikte yani uygulamalı felsefe atölyeleri ve danışmanlık seansları, hayata dair her konuda,kendine ve başkalarına dair anlayış geliştirmek isteyen herkese açıktır.