Elodie Eda Moreau
Ismim Elodie Eda Moreau. Annem Türk, babam Fransız olduğundan iki ülke arasında yaşadım; iki kültürün içinde, iki dili konuşarak büyüdüm.
Fransa’da Philo en pratique ismiyle kurduğum şirketin hizmetlerini, online olarak Türkçe sunabilmek için Pratikte Felsefe’yi kurdum. Çevrim içi, türkçe felsefe atölyeleri düzenliyorum ve felsefî danışmanlık seansları veriyorum.
Bugün Fransa’da farklı kurumlarda, çocuklardan yetişkinlere uzanan çeşitli yaş gruplarına yönelik felsefe atölyeleri yapmaktayım. Gündelik hayata dair meseleler veya varoluşsal konulardan, sosyal, politik ve ekolojik konulara uzanan geniş bir yelpazede atölyeler sunuyorum.
Yer yer doğada yürüyüş meditasyonu, yazı çalışmaları, resim ve kolaj gibi yaratıcı yollarla bu çalışmaları zenginleştiriyor; yoga gibi bedensel ve meditatif alanlarda çalışan uzmanlarla ortak atölyeler yürütüyorum.
Bunlara ek olarak, özel ders kapsamında hem yetişkinlere hem de gençlere felsefe ve fransızca dersleri vermeye devam ediyorum. Ve buna ek olarak, okula gitmekte güçlük çeken veya öğrenim hayatında zorluk yaşayan çocuklar ve gençlerle de çalışmalarımı sürdürüyorum.
Felsefeyle ve eğitimle yolculuğum
Felsefeye, Beşiktaş Atatürk Anadolu Lisesi’nde gittiğim yıllar boyunca, liseler arası felsefe kulüplerinin atölyelerine katılarak ilgi duymaya başladım. Bu dört sene boyunca, TFK’nın kurucularından Nuran Direk’in çalışma grubuna katıldım. Onun ve TFK kapsamında emek veren başka öğretmenlerin yaklaşımından etkilendim ve beslendim. Lisemdeki felsefe öğretmeni Emel Akdeniz’in özverisinin ve felsefe sevgisinin de bu yolu seçmemde büyük katkısı oldu. Böylece 14 yaşımdan beri, felsefe hayatımın önemli bir parçası haline geldi.
Sonrasında Galatasaray Üniversitesi Felsefe Bölümü’nden mezun oldum. Okurken, Erasmus programıyla Paris 1 Sorbonne Üniversitesi’nde bir yıl eğitim aldım. Aynı sene, Paris 4’te biyoloji felsefesi alanında yüksek lisans programına yazıldım. Evrimde sembiyotik yaşamın ve özellikle bakterilerin rolü üzerine çalıştım. İstanbul’a geri döndüğümde bitirme ödevimi bu alanda yazdım.
Jacques Monod’un Rastlantı ve Olasılık kitabını Türkçeye çevirdikten sonra, biyoloji felsefesiyle keşfettiklerim bende ekoloji alanında çalışma isteği uyandırdı. 2011’de mezuniyetimin ardından sahada, yani gerçek hayatın içinde olmak istedim. Belgesel yapımına ilgi duydum ve yerel ekolojik problemlere, yerel çözümler arayan derneklerin çalışmalarına dahil oldum. İki yıl boyunca Türkiye’nin tanımadığım bölgelerini keşfetme fırsatım oldu. Bu süreçte köy enstitüleri döneminde yazılmış eğitim kitaplarını okudum, tarımın ve tekniğin tarihine merak saldım, dernek projeleri için araştırmalar yaptım ve belgesel projelerine dahil oldum. Dört sene boyunca Documentarist’in festival etkinliklerinde çalıştım. 2012’de “Sessiz Tarih Hasankeyf” isimli belgeselin ortak yapımcılığını üstlendim.
Bu dönemde tanık olduklarım, idealistliğim ölçüsünde sert hayal kırıklıklarına ve içimde yoğun bir öfkeye yol açtı. Aynı örüntü kişisel hayatım için de geçerliydi. Zamanla bu duyguları anlamaya yöneldim. Onları sindirmeye başladığımda, sosyal, ekonomik ve ekolojik problemlerin ortak kaynaklarına dair merakım arttı. Bakış açımdaki en büyük değişiklik, okuduklarımı ve tanık olduklarımı hayalimdeki ideallerle kıyaslamayı bırakıp dünyayı olduğu hâliyle anlamaya çalışmak oldu. Yıllardır Doğu ve Batı felsefesinde okuduğum ama bir türlü uygulamaya geçiremediğim bilgileri yavaş yavaş tecrübe etmeye başladım. Böylece insana dair pek çok konuya ilgim tekrar canlandı ve yeniden felsefeye yöneldim.
2013’te İstanbul’da bir lisede dört sene boyunca felsefe ve Fransızca öğretmeni olarak çalışmaya başladım. Öğrencilerle ders dışında felsefe atölyeleri yapmaya devam ettim.
2017 yılında Fransa’ya taşındığımda, Rennes 1 Üniversitesinde siyasal bilimler fakültesiyle felsefe fakültesinin ortaklaşa hazırladıkları yüksek lisans programını bitirdim. Bu kez, 19. ve 20. yüzyıl siyaset felsefesi ve iş felsefesine yöneldim. Fransız filozof Simone Weil’in düşüncelerinden yola çıkarak, çalışma koşullarının bireysel özgürlük ve toplumsal adaletle ilişkisini incelediğim bir yüksek lisans araştırma tezi yazdım. Bu çalışma felsefeye duyduğum sevgiyi derinleştirdi ve gündelik hayata felsefeyi dahil etme arzumu güçlendirdi.
Sonrasında Rennes’de Fransız Milli Eğitimine bağlı bir kurumda, öğrenme güçlüğü çeken ve okula uyum sağlayamayan ortaokul öğrencilerine yönelik dersler verdim ve onların pedagojik takiplerini üstlendim. Onlarla, eğitim hayatlarında karşılaştıkları zorluklarla ilgili pratik felsefe çalışmaları yaptım. Sonuç oldukça tatmin edici oldu. Bu bir yıllık deneyimden sonra lisede felsefe öğretmenliğine devam ettim. Çalıştığım lisede derslerime ek olarak, okul fobisi, özgüven eksikliği ve öğrenme güçlüğü yaşayan öğrencilerle çalışmaya devam ettim. Ve özel ders kapsamında, bakalorya programı için gençlere Fransız edebiyatı dersleri, yetişkinlere yabancı dil olarak Fransızca dersleri vermeye devam ettim. 15 senelik özel dersler, bir senelik özel eğitim öğretmenliği deneyimi ve yedi yıllık felsefe öğretmenliğinin ardından kendi yolumda yürüme ihtiyacı hissettim.
2023’te Laurence Bouchet ve ekibinden felsefî danışmanlık eğitimi aldım. Felsefî düşünmenin yöntemlerini bireyler ve gruplarla, hayata dair ve varoluşsal meselelere dair konulara uygulamak benim için dönüştürücü bir deneyim oldu. Böylece 2024 yazında kendi işimi kurmaya karar verdim ve 2024 sonunda Fransa’da “Philo en Pratique” ismiyle atölyeler düzenlemeye ve danışmanlık seansları vermeye başladım. Ardından, çalışmalarımı “Pratikte felsefe” adı altında Türkçede de sunmaya karar verdim.
Son yıllarda, felsefî analizin kapsamında duygular ve anlam dünyasının kurulumu üzerine okumalarımı derinleştirdim. Bu konularda psikoloji, nörobilim ve psikiyatri alanındaki çalışmaları da okumaya yöneldim. Üniversite yıllarımdan itibaren yoga ve meditasyon pratiklerini günlük hayatıma dahil ettim. Zeynep Aksoy ve David Cornwell’in verdikleri nefes ve meditasyon eğitimlerine katılarak, bu pratikleri zenginleştirme ve teorik bilgilerle destekleme fırsatım da oldu.
Amacım, felsefe pratiklerinin sunduğu yöntemler ve zengin içeriklerle, insana ve yaşama dair bütünlüklü bir bakış açısı geliştirmesine alan açmak ve bu anlayışla insanların kendileriyle, birbirleriyle ve çevreleriyle ilişki kurmalarına katkıda bulunmak. Bugün, felsefe pratiklerinin kendine has yöntemlerini uygulamaktan, bu yöntemleri aktarmaktan ve diğer disiplinlerle köprüler kurmaktan büyük mutluluk duyuyorum.